Cumhuriyet’in 100. Yılında Türkiye Ekonomisinin Gelişmeleri Ele Alındı
Süleyman Demirel Üniversitesi Ekonomi ve Yönetim Topluluğu tarafından “Cumhuriyet’in 100. Yılında Türkiye Ekonomisi: Gelişmeler ve Beklentiler” konulu bir konferans düzenlendi.
.jpg)
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi konferans salonunda Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. S. Burak Arzova moderatörlüğünde gerçekleştirilen konferansa, İstanbul Topkapı Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu ile Trakya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu konuşmacı olarak katıldı.
.jpg)
Kuruluş Döneminin en önemli hamlelerinden birinin ekonomi alanındaki gelişmeler olduğunu belirten Prof. Dr. S. Burak Arzova, “1923 yılı Türkiye’sinin nüfusunu 12 buçuk milyondu. Çoğunluk köylerde yaşıyordu ve kentleşme azdı. Yaşam koşulları ağırdı ve pek çok alanda ilkel şartlar mevcuttu. Türkiye gayri safi yurt dışı hasılasının büyük bir bölümü tarım kesiminden elde edilmekteydi. 1923’te kişi başına düşen milli hâsıla 45 Amerikan dolarıydı. Başlangıç noktamıza iyi bakmamız gerekiyor.” dedi. İzmir İktisat Kongresi hakkında bilgi veren Prof. Dr. Arzova, bu kongredeki temel amacın yeni Türkiye’nin bağımsız karakterinin yurt dışına duyurmak olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Arzova Gazi Mustafa Kemal’in kongrede yaptığı konuşmalara değinerek bir ülke için ekonomik anlamda güçlü olmanın değerli olduğunu aktardı.
.jpg)
Türk ekonomi tarihi hakkında bilgiler veren Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu da Türkiye’nin amacının bağımsız, kendine yetebilen bir ekonomi kurmak olduğunun altını çizdi. Türkiye’de enflasyon konusuna değinen Prof. Dr. Aslanoğlu, enflasyonun dünyada 80’li yılların başından Pandemi dönemine kadar aşama aşama çözüldüğünü belirtti.
Büyümenin kalıcı olabilmesi için enflasyonun indirgenmesi gerektiğini söyleyen moderatör Prof. Dr. Burak Arzova, enflasyonla birlikte alım gücünün düştüğünü, ürünlerin kalitesinin değiştiğini, ambalaj gramajlarının eksildiğini, toplum ve ticaret ahlakının bozulduğunu vurguladı.
Merkez Bankasının Türkiye’de para politikası yürütmek gibi temel işleve sahip olduğunu kaydeden Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu da Merkez Bankasının bastırdığı paraların üzerinde yer alan Türkiye Cumhuriyet Bankası ibaresinin bağımsızlığını ifade ettiğini dile getirdi. Enflasyonun kaynak aktarım süreci olduğunu kaydeden Prof. Dr. Uzunoğlu, “Enflasyon, bilinçli bir tercihtir. 2017’de çift haneliye geçtik. Yüzde iki oranını tutturmak için Avrupa, Amerika parasal genişleme yaparken biz zaten haneli enflasyonla yaşıyorduk. Dış kaynak girişi azaldığı için, içerde sermaye girişim süreci sıkışmaya, üretim ilişkileri de ciddi anlamda bozulmaya başlıyor. Bir taraftan inşaat, bir taraftan sanayi, bir taraftan tüccarlar… Rekabet başlıyor. Dolayısıyla akım dediğimiz gelir, değeri yakalayamıyor. Gelirler değerleri desteklemiyorsa bu aşırı değerdir.” diye konuştu.
.jpg)